21 hours ago • Mantra

İmajı ve sol bek olması nedeniyle bir dönem “Carlos Mahmut” lakabını alan Mahmut Hanefi Erdoğdu, 28 yaşında emekli olduktan sonra inşaat işine girdi. 

Futbola memleketinin takımı Sakaryaspor’da başlayan Erdoğdu, 2003’te Fenerbahçe’ye imza attı. “Çok büyük bir camiaya geldim. Hedeflerim var ve bunları gerçekleştireceğim. Kendime, benim gibi Sakaryaspor’dan Fenerbahçe’ye gelen Tuncay Şanlı’yı örnek alıyorum. Başarılı olmak için elimden geleni yapacağım” ifadelerini kullandı. 

3 sezonda 2 şampiyonluk yaşayan genç isim, şans bulamadığı için Gaziantepspor’a kiralandı. 2007 yazında ise kulüpten ayrıldı ve sırasıyla Orduspor, Sivasspor ve Diyarbakırspor formaları giyip, 2011’de Sakaryaspor’da emekli oldu.

Yatırımlarına Fenerbahçe yıllarında başlamıştı ve o dönem kendisine yardım edenlerden biri de Tuncay Şanlı’ydı. Bir oğluna arkadaşının adını veren Erdoğdu, günümüzde Sakarya’nın Karasu ilçesinde hayatını sürdürüyor.
 
“Futbolu, para kazanmaya başlamadan önce ve sonra olarak ikiye ayırabiliriz. Önce amatör ruhla oynuyorsun. Bir yerlere gelebilmek için çok fedakarlık yapıyorsun. İşin içine para girince camia, hoca, yönetim ve basın da giriyor. Bunların hepsine bir karşılık vermen lazım. Ben o noktada belki biraz zayıf kaldım. Bunun pişmanlığını yaşıyorum.”

“2-3 senelik bir geçiş dönemim oldu. Bu süreçte avcılık yaptım, balık tuttum. Ondan sonra oturdum, ne yapmam lazım diye düşündüm. Karasu’yu çok seviyorum. Yatırımlarımı da buraya yapmıştım. Yakınlarımın telkiniyle inşaata başladım. Bugüne dek (2020) yaklaşık 200 daire teslim ettik. Önceliğimiz müşteri memnuniyeti. İnsanlar bizi tercih ediyorlar. Burada değerli inşaat firmaları var. Biz de aralarında yer almaktan gurur duyuyoruz.”

“Hanefi Yapı olarak çok büyüme gibi bir hedefimiz yok. Bu işin ucu bucağı yok. Az yapalım, öz yapalım noktasındayız. İnşaat dışında da Karasuspor’un altyapısının başındayım. Yaşanılabilir bir dünya için bu çocuklar çok değerli, kaçını sokaktan uzaklaştırabilirsek kar görüyoruz. Ben de bilgi ve birikimimi altyapıda değerlendiriyorum.”

Erdoğdu'nun sorumlu olduğu altyapılar, geçtiğimiz yıl 3 farklı yaş kategorisinde BAL şampiyonu oldu. 400 olan futbolcu sayısı ise 600’ü aşmayı başardı. 

3 days ago • Mantra

Galatasaray’ın Fatih Karagümrük’ü 3-2 yenmesinin ardından yedek kaleci Günay Güvenç Okan Buruk’un yanına yaklaşıp “Hocam, Allah o güzel kalbine göre veriyor” dedi. Buruk da ona teşekkür etti.

Oyuncularıyla iyi ilişkiler kurduğu söylenen Buruk hakkında konuşanlardan biri de Vedat Muriqi olmuştu. Kosovalı forvet, Eylül 2022’de L1 Üçgen kanalında şunları söyledi:

“Galatasaray’a gidişiyle ilgili 'Galatasaray'ın çocuğu, gelsin' diyorlardı. Hiç alakası yok, tamamen başarısıyla geldi. Rizespor'da ilk devre 12 puanımız vardı. Düştü gözüyle bakıyordu herkes. Hatta kulüpte gelecek senenin yapılanması konuşuluyordu.”

“Hoca geldi, inanılmaz babacan. Fenerbahçe maçıyla başlamıştık. Can Hoca (Okuyucu) var kaleci antrenörü, 'Fenerbahçe’yle başlamamız çok güzel' demişti. Biz de 'Bu ne diyor' dedik. 'Ya siz bilmiyorsunuz Okan Hoca... Siz Fenerbahçe'yi hocaya bırakın' dedi ki öyle oldu. 3-0 kazandık, ben de gol attım."

“Bir hocada herkese kendini sevdirmesi çok önemli bir şey. Zaten başarıyı da bu getiriyor. Oynamayan adam bile 'Ya ben oynamayayım da Okan Hoca gitmesin' diyordu. Bunu bir futbolcuya dedirtmek çok zor. Herkese eşit davranıyordu ki bu seviyede ben hala böylesine rastlamadım. Oynayana, yaşlı oyuncuya daha farklı davrananlar oluyor. Oynamayanın yüzüne bakmayanlar oluyor ama onda bu yok.”

“Takımın moralini çok üst seviyede tutan bir adam. Taktiksel olarak da şu an Türkiye'de yeni jenerasyonun en iyilerinden biri diyebilirim. Çünkü rakibe göre taktiğini ayarlayıp, kendi ana sistemimizi unutmadan, her hafta farklı sistem çalıştırıyordu.”

“Allah yolunu açık etsin, ben tabiri caizse onun çok ekmeğini yedim. Rizespor'a gelir gelmez direkt beni oynattı. Biz de fazlasıyla geri vermeye çalıştık. O başarılı olunca ailecek çok mutlu oluyoruz çünkü onlar da onu çok seviyor.”

Rizespor, 7. haftadaki Fenerbahçe galibiyetinin ardından 10 maç kazanamadı ve devreyi son sırada tamamladı ancak sonraki 14 karşılaşmada sadece 2 yenilgi alıp düşme hattından kurtuldu. 29. haftayı 7. tamamlayan takım, ligi 14. bitirdi. 

Muriqi sezonu 17 gol-8 asistle tamamladı ve Fenerbahçe'ye transfer oldu. Kulüpten ayrılan Okan Buruk ise ertesi sezon Başakşehir’le ilk lig şampiyonluğunu yaşadı. 

3 days ago • Mantra

Hem saha kenarındaki hem de saha dışındaki tavırlarıyla en kendine has isimlerden olan Yılmaz Vural, gençliğinden itibaren futbolla içli dışı bir hayat yaşadı ve 21 yaşında 2. Lig ekibi Sivasspor’a transfer oldu. 

Tekirdağspor, Hacettepe ve Ankara Demirspor’un ardından 1980’de Alman ekibi Forcheim’a transfer oldu. Ataspor 74 formasını da giydikten sonra 1982’de emekli oldu. Aynı yıl Köln Spor Akademisi’ne girdi ve mezun olup, 1986’da Özkan Sümer’in çalıştırdığı Malatyaspor’da antrenörlük yapmaya başladı. Sümer’in görevi bırakmasıyla teknik direktörlük ona verildi ve 3. bitirilen sezonun en büyük mimarlarından oldu.

Kariyerindeki ilk büyük adımı 1991’de Bursaspor’la attı ve Timsahlar’ı Türkiye Kupası’nda finale taşıdı. Gaziantepspor, Eskişehirspor ve Sarıyer’in ardından 1996-97 sezonunun ortasında Trabzonspor’un başına geçti. Takım, ligi 4. bitirdi ve kupada final oynadı. UEFA Kupası elemeleri ilk turunda Dundee United’ı eledi. İkinci turda ise ilk maçta 2-1 yendiği Bochum’a deplasmanda 5-3 yenilerek elendi ve Vural’ın görevine son verildi.

Ülkenin dört bir yanında kulüp çalıştıran Yılmaz Hoca, son yıllarda daha çok ligde kalma mücadelesi veren takımlarda görev aldı. 2015’te verdiği röportajda şu cümleleri kullandı:

“Beni dört büyüklerin başında göremeyeceksiniz. Uzmanlık branşım bu oldu. Yöneticilere soruyorum, 13 maç kalmış, beni getiriyorsun. Bu kadar uzmansam niye beni sezon başında getirmezsin be kardeşim?”

“Ferguson, United’da 1986’da başladığında ben de Malatyaspor'da göreve geldim. Ben 25 takım değiştirdim, adamın bir takımda hayatı bitti. Bu ülke beni kullanmadı, kullanamadı.”

“Benim için Daum hep figür olmuştur. Tesadüfen o da Köln Spor Akademisi'nde okuyordu. Orada sünepe bir adamdı. Köln’ün altyapı takımlarını çalıştırıyordu. Türkiye'ye geldi, beden eğitimi öğretmeniydi. Ona verdiğiniz değere bakın, bana verdiğinize bakın. Burada ayrımcılık var maalesef.”

Yılmaz Vural’ın son büyük başarısı, Göztepe’yle 2017’de yaşadığı playoff şampiyonluğu oldu. Günümüzde 2. Lig ekibi Menemen FK’yı çalıştıran ve iyi bir sezon geçiren 71 yaşındaki teknik adam, 24 Erzincanspor’a boyun eğerek playoff mücadelesine veda etti. 

6 days ago • Mantra

Beşiktaş’ın Borsa İstanbul'da geçtiğimiz günlerde 89,3 TL seviyesinden işlem gören hisse senetleri, 22,82 TL’ye kadar geriledi. Üst üste 13 gün taban yapan (%10 değer kaybeden) hisselerin sonucunda 21,4 milyar TL olan kulüp değeri, 6,7 milyar TL seviyesine düştü. Bu durumun gerçekleşmesinde ise Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) bazı isimlere verdiği cezalar rol oynadı.

Düzenleme ve denetleme yetkisine sahip olan SPK, Beşiktaş hisselerinin büyük bir bölümünü elinde tutan altı isme, borsada manipülasyon yaptıkları için 19 Nisan’da işlem yasağı getirdi. Bu cezanın ardından düşmeye başlayan hisseler yaklaşık %74 değer kaybetti.

Zaman içinde hisseleri toplayan kişilerin, bu gelişmenin ardından Merkezi Kayıt Kuruluşu’na başvurarak ellerindeki halka açık hisseleri işleme soktuğu görüldü. Altı ismin, bu işlem yapılırken hisselerin %4’üne borsa dışından yollarla sahip olduğu anlaşıldı. 

Bu rakamlardan bir hesaplama yapıldığında, isimlerin ellerindeki yüklü miktardaki hisse yoluyla 151 milyon TL kazanç sağlamaya çalıştığı anlaşıldı. 

Tüm bu olayların sonucunda Temmuz 2023’teki seviyesine gerileyen hisselerde şu an için 18 milyon lot satış beklemeye devam ediyor. 

8 days ago • Mantra

Türkiye’nin ilk Dünya Kupası heyecanının mimarlarından birinin Facebook yorumu, sosyal medyada pek çok kez paylaşıldı. 2-2 berabere kalıp, para atışı sonucunda İspanya’yı elediğimiz maçta oynadığını söyleyen Coşkun Taş’ın o karşılaşmada gerçekten oynadığının fark edilmesi üzerine, yorumu yazan kişinin rastgele bir kullanıcı olmadığı ortaya çıktı.

Futbol hayatına Aydınspor’da başlayan Taş, 1951’de okumak için İstanbul’a gidince Beşiktaş’a transfer oldu. Milli takıma kadar yükselen başarılı futbolcu yazı turanın sonunda yaşananları Almanya’da yayın yapan footballexpress.de internet sitesine anlattı:

“O mutlu haberi soyunma odasında aldık. Çılgınca sevinmiştik. Türkiye’de daha büyük bir coşkuyla karşılandık. İyi bir kadromuz vardı. Turgay Şeren, Lefter, Bombacı Mustafa (Ertan) ve Çetin (Zeybek) o zamanların en iyi futbolcularıydı. Turnuvadan elendik ama Türk futbolu için 1954 senesi bir milat oldu.”

“Daha sonra Beşiktaş’ta futbol hayatıma devam ettim. Efsane başkan Süleyman Seba’yla beraber oynadık. Beşiktaş’ta 7 yıl top koşturdum. Maaşım 275 liraydı. Memur maaşı da 300 liraydı. Bugün futbolcular milyon eurolar kazanıyor.”

O dönem eğitim hayatına da devam etmek isteyen Taş, I. Dünya Savaşı’nda Almanya’ya giden babasının yolunu takip etti:

“Halit Kıvanç’ın Almanya’da dostları vardı. Ona benim için bir yerlere mektup yazmasını söyledim. Köln’e yazdı ve beni FC Köln transfer etti. Hem futbol oynuyordum hem de eğitim görüyordum. Henüz Bundesliga kurulmamıştı. Köln’le 4 yıl üst üste şampiyon olduk. Fakat bu süreçte hiç milli takıma davet edilmedim.” 

“O zamanlar iletişim, birilerini aramak ve bulmak zordu. Sonra futbolu bıraktım ama tabii ki kopamadım. 2. Lig’de oynayan Viktoria Köln’de antrenörlük yaptım. Fakat işlerim yoğun olunca Ford fabrikasındaki görevime yöneldim.”

27 yaşında futbolculuk hayatını sonlandıran Coşkun Taş, ilerleyen yıllarda Almanya’ya yerleşti ve vatandaşlık sahibi oldu. Almanya hükûmeti tarafından topluma yaptığı katkılardan dolayı devlet nişanı verilen 89 yaşındaki isim, hala ailesiyle birlikte Köln’de yaşıyor. 

9 days ago • Mantra

Hatayspor kalecisi Erce Kardeşler’in açıklamaları gündem yaratırken, ertesi gün kulübe haciz gönderilmesi ise tepkileri beraberinde getirdi.

30 yaşındaki file bekçisi, 1-1 biten Gaziantep FK karşılaşmasının ardından şunları söyledi:

“Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Volkan Hoca bıraktı. Bu bırakış şöyle bir bırakıştı. Biz sezon başından beri çok yalnız kaldık. Sahamız olmadı, tesisimiz olmadı, paramız olmadı... Hiçbir şeyimiz olmadı. Bazen insanlar bize kızıyorlar, tepki gösteriyorlar ama ben hayatımda bu kadar karakterli bir oyuncu grubuyla daha çalışmadım. Hepsiyle gurur duyuyorum çünkü o kadar çok imkansızlık var ki ben inanamıyorum.”

“Bir kulübün bu kadar sahipsiz kaldığını hayatımda ilk defa görüyorum. Bir futbol takımı, basketbol idmanı yaparak maçlara hazırlanıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Yaklaşık beş aydır kaşar-ekmek yiyoruz. İdmanlardan sonra evimize gidiyoruz, duş almıyoruz. 1,5 saat kullandığım arabayı söylemiyorum bile.” 

“Tek isteğim ligde kalabilmek, inşallah bu üç maçı kazanırız. Para için veya başka şeyler için burada değilim. Hatay halkı için buradayım. Mantığım her zaman gitmemi söyledi ama kalbim buna asla el vermedi.”

“Volkan Hoca yalnız kaldı, her şeyi tek başına yapmaya çalıştı. Hocalık yapamadı; hocalıktan başka her şeyi yapmaya çalıştı. Yeri geldi baba oldu abi oldu. Şu an sahaya çıkabiliyorsak Volkan Demirel sayesindedir. Hocalığı beni ilgilendirmez ama ne zaman başı dara düşse düşünmeden koşarak giderim çünkü o bizler için aynısını yaptı.” 

“İnsanlar depremi çok çabuk unuttu ama bir yıl önce çok fazla kayıp verdik. Söylemek istediklerim bu kadar. İnşallah Hatayspor'a insanlar sahip çıkar.”

Yağız Sabuncuoğlu’nun yaptığı habere göre ise İstanbul 8. İcra Dairesi, İstanbul Gençlik Spor İl Müdürlüğü adına, kamu zararı doğduğu için konaklama bedeli olarak Hatayspor'a 4 milyon 944 bin TL haciz gönderdi.

Kulüp Başkanı Aydın Toksöz, ödeme yapılmadığı için haciz geldiğini, ancak depremzede olarak oraya misafir gittiklerini dile getirdi. Kulüpler Birliği ise paranın ödenip, icra dosyasının kapatılması için görüşmelere başlama kararı aldı. 

2 weeks ago • Mantra

Yeşil sahalarda golleriyle adından söz ettiren Erling Haaland, yeni bir alanda da savunmaların başını ağrıtmaya hazırlanıyor.

Video oyunlara olan tutkusuyla bilinen Norveçli golcü, yaklaşık 10 yıldır oynadığı Clash of Clans ile iş birliği yapabilmek için şirkete teklif götürdü. 2012’de çıkan ve çocukluğundan beri tutkunu olduğu oyunun bir parçası olabilmek için Finlandiyalı firma Supercell’in kapısını çaldı.

Genel Müdür Stuart McGaw, anlaşmanın gerçekleşme süreciyle ilgili olarak “Erling’in oyunumuzun hayranı olduğunu ve bizimle partnerlik yapmak istediğini duymamız rüya gibi bir senaryonun gerçeğe dönüşmesi oldu" dedi.

23 yaşındaki forvet ise “Oyunun uzun zamandır büyük hayranıyım ve hakkındaki her şeyi biliyorum, o yüzden oyunda bir karakter olarak yer almak epey havalı olacak" ifadelerini kullandı.

Oyuncuların kendi köylerini kurup, klanlara katılarak rakip klanlarla çarpıştığı, gerçek zamanlı bir çevrimiçi strateji oyunu olan Clash of Clans, dünya çapında geniş bir kitleye sahip.

Oyuna bu ay eklenecek olan "Barbar Kral” karakteri, Haaland görünüşünde olacak ve Clash of Clans’ta bir ay boyunca “Haaland Sezonu” oynanacak. Oyuncular, onu kullanarak rakip köylere saldırabilmenin yanı sıra Haaland’ın köyüne de saldırabilecek.

Yıldız forvet iş birliğini duyururken, "Yeşil sahadan, savaş alanına! Ben Clash of Clans'ın Barbar Kralıyım!" notunu düştü. 

2 weeks ago • Mantra

Samsunspor’un teknik direktörü Markus Gisdol, maçlardan önce İstiklal Marşı okunmasının güzel bir atmosfer oluşturduğunu söyledi ve Almanya’da da benzerinin uygulanabileceğini dile getirdi.

54 yaşındaki çalıştırıcı, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda “Maç günlerinde fark ettiğin herhangi özel bir şey var mı” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Evet, tabii ki oldu ve bunu da çok sevdim. Türkiye’de maçlar başlamadan önce milli marşı ilk kez duyduğumda şaşırmıştım. Fakat tüm kalabalığın ve taraftarların hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı okumaları çok güzel bir atmosfer oluşturuyor. Bunu Almanya’da yapmanın da iyi bir fikir olabileceği düşüncesindeyim. Tüm seyircilerin maçlardan önce hep bir ağızdan marş söylemeleri her zaman için iyi bir başlangıç olacaktır.”

Geçmişte Hoffenheim, Hamburg, Köln ve Lokomotif Moskova’yı çalıştıran deneyimli teknik adam, bu sezona kötü bir başlangıç yapan Samsunspor’a 9. haftada geldi. Küme düşme hattında aldığı takımla iyi bir form grafiği yakaladı ve orta sıralara kadar yükseldi. 26 karşılaşmada 10 galibiyet, 8 beraberlik ve 8 yenilgi aldı. Türkiye Kupası'nda ise Son 16 Turu'na çıkmayı başardı ancak Fatih Karagümrük'e 89. dakikada yediği golle 2-1 yenilerek turnuvaya veda etti.

Trendyol Süper Lig’de oynaığı son 5 karşılaşmadan galibiyet çıkaramayan Karadeniz ekibi, 17. sıradaki Fatih Karagümrük’ün 6 puan önünde ve 13. sırada yer alıyor. 

2 weeks ago • Mantra

20 Temmuz’da YouTuber ve boksör Jake Paul ile yapacağı dövüşle ringlere dönmeye hazırlanan Mike Tyson, karşılaşmada asabi ve hırçın olmamak için kendisine seks ve esrar yasağı koydu. 57 yaşındaki boksör, eskiden de uyguladığı bu rutinini sıradaki maçı için de gündeme aldığını söyledi.

“Artık hayatımı daha disiplinli idare ediyorum, maç kafasına girdim. Yaklaşık altı haftadır ne kafayı çektim ne de seks yaptım. Bu disiplindir ve disiplin, nefret ettiğin bir şeyi onu yapmaya aşıkmış gibi yapmaktan geçer. Kafayı çekememekten ya da eşimle yatamamaktan nefret ediyorum ama yine de bunları yapmıyorum. Ve bu şeyleri sırf yapmak istiyorum diye yapmak gibi bir eylem gerçekleştirmeyeceğim.”

2009’dan beri Tyson’la evli olan Lakiha Spicer, Mike’la 1998’deki bir dövüş öncesinde tanıştı. Boksun en önemli organizatörlerinden biri olan Don King ise Tyson'ı "o kadından uzak dur" diyerek karşılaşma hazırlıkları esnasında uyardı. Spicer, ilerleyen yıllarda yaptığı açıklamada "Bu, ateşle barutun yan yana durması gibiydi" dedi.

Tyson, 2000’de Andrew Golota’yla yapacağı dövüş hazırlıkları esnasında da benzer bir rutine girmişti. “Sanırım bu maça hazırlandığım dönemde kafayı çekmeyeceğim” dedi ve bu süreçte alışkanlıklarına ara verdi. 

Mike, maçın 3. raundunda teknik nakavtla galip geldi ama karşılaşma öncesi yapılan rutin testlere katılmayı reddetti. İlerleyen süreçte ceza alan dövüşçünün maç sonu testinde vücudunda yasaklı maddelere rastlandı ve mücadele kazananı veya kaybedeni olmayacak şekilde tescillendi.

Dört yıl aradan sonra ringe tekrar çıkmaya hazırlanan Mike Tyson, NFL ekibi Dallas Cowboys'un 80 bin kişilik AT&T Stadyumu'nda Jake Paul’la kozlarını paylaşacak ve dövüş 20 Temmuz’da Netflix üzerinden canlı yayınlanacak. 

2 weeks ago • Mantra

İran futbolunun efsane ismi Nasır Hicazi, hem kulüp takımlarında hem de milli takımdaki oyunuyla bir halk kahramanına dönüştü. Tüm zamanların en iyi Asyalı kalecilerinden biri olarak gösterildi. Gösterdiği performansla Manchester United’a katılmaya hazırlanan file bekçisinin İngiliz devine transferinin önüne ise İran Devrimi geçti. 

Kanser teşhisinden sonra Sir Alex Ferguson’dan bir mektup aldı ve verdiği cevapla kaleminin de kaleciliği gibi olduğunu gösterdi.

1949’da İran’ın Batı Azerbaycan eyaletinin Piranşehr kentinde doğan Nasır Hicazi, 20 yaşında başkent ekibi Taj Tehran kulübüne transfer oldu ve 1970’te takımın tarihindeki ilk Asya Şampiyonlar Ligi zaferinde kadroda yer aldı. Aynı dönem milli takıma da seçilen file bekçisi, 1972 ve 1976 Asya Kupası’nı kazanan İran takımının parçalarından biriydi. 1976 Montreal Olimpiyatları’nda da ülkesini çeyrek finallere taşıyan oyunculardan biri oldu. 

Bu başarılı yolculuğunu 1978 Dünya Kupası’ndaki oyunuyla taçlandıran Hicazi, Peru, Hollanda ve İskoçya ile eşleşen takımının grup aşamalarında elenmesine engel olamadı. Turnuvaya tarihinde ilk kez katılan İran, her ne kadar kötü bir performans sergilese de futbol kamuoyunun beğenisini toplayan eldiven, Manchester United’ın radarına girmeyi başardı. İngiliz ekibinin teknik direktörü Dave Sexton’ın daveti üzerine Kırmızı Şeytanlar’a katıldı. 

İdmanlarda ve Stoke City ile Bolton’la oynanan hazırlık maçlarında gösterdiği performansla beğenileri topladı. Fakat transferi bir türlü gerçekleşemiyordu. O günlerde İran’da esen devrim rüzgarları ülkede bir karışıklığa neden olmuştu. Diplomatik süreçler aksıyor, bürokraside de sorunlar yaşanıyordu. İran Futbol Federasyonu, tüm bu karmaşanın içinde transferin onayını yetiştiremedi ve başarılı kaleci tekrar Tahran’ın yolunu tuttu. 

Hicazi, birkaç ay sonra gerçekleşen devrimin ardından kurulan yeni sisteme karşıydı. Bir maçtan önce seremonide tutması için verilen ve üzerinde dönemin İran İslam Cumhuriyeti lideri Ayetullah Humeyni’nin fotoğrafının olduğu portreyi taşımayı reddetti. Sporla siyasetin iç içe girmemesi gerektiğini söyledi. Görevliler onun maça çıkmasına engel oldu. Bu olaydan birkaç gün sonra "27 yaşındakiler" olarak bilinen bir yasa çıkarıldı. 

Kanuna göre 27 yaş ve üzerindeki futbolcuların milli takımda oynaması yasaklanıyordu. Hicazi, o dönem 29 yaşındaydı. Kamuoyu ise bu kuralın onu milli takımdan uzaklaştırmak için çıkarıldığını düşünüyordu. Efsane isim, 1980 Moskova Olimpiyatları elemeleri haricinde milli formayı bir daha giymedi. Kariyerine İran’da devam etti ve 1987’de emekli olup, teknik direktörlüğe başladı. 1998’de Esteghlal (Eski kulübü Taj) ile İran Ligi’nde şampiyon oldu.. 1999’da Asya Şampiyonlar Ligi’nde takımını finale kadar taşımayı başardı. 

1999-2001 arasında Zob Ahan ve Esteghlal Rasht’ı da çalıştıran teknik adam, 2004 yılında İran’daki başkanlık seçimlerine aday olacağını açıkladı ancak adaylığı siyasi kariyeri olmadığı gerekçesiyle Anayasa Koruma Konseyi tarafından reddedildi. Devam eden süreçte de siyasetin içinde olan isim, eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'a da açıklamalarında muhaliflik yaptı. 2007’de Esteghlal’e döndü ve kariyerine burada noktaladı. 2009 yılında akciğer kanseri tanısı konan Hicazi’ye geçmiş olsun dileklerini ilk sunanlardan biri Sir Alex Ferguson oldu:

“Kendini iyi hissetmediğini duyduğumda çok üzüldüm. Herkesin seni düşündüğünü bilmeni isterim. Bu mektubu hem oyuncularım hem de ekibim adına yazıyorum. Kişisel olarak, yıllar boyunca kulübe gösterdiğiniz sadık destek ve bağlılığınız için size teşekkür etmek isterim.”

Hicazi, bu mektuba şu cevabı verdi:

“Hayatım boyunca bir şey beni hep şaşırttı. Neden özel olarak desteğe ihtiyaç duyduğumda bu nazik jest genellikle beklenmedik köşelerden geliyor? Sağırların duyabileceği, körlerin görebileceği bir dilde nezaket ifade eden mektubunuzu aldım. Düşüncelerinizde, dualarınızda olmak beni rahatlatıyor ve devam etmemi sağlıyor. Kalbimin derinliklerinden, dibi olmayan kalbimden teşekkür ediyorum. Gösterdiğiniz ilgiden dolayı size çok teşekkür etmekten başka sözüm yok.”

Hicazi, 20 Mayıs 2011’de Esteghlal-Pas Hamedan maçını izlerken rahatsızlandı ve komaya girdi. Üç gün sonra hayatını kaybetti. Azadi Stadyumu'nda bir tören düzenlendi ve cenazesine 20 bin kişi katıldı. Bir diğer efsane Ali Daei, onun arkasından “Efsanemize veda etmek için burada değilim. Ondan hayatımın sonuna kadar unutamayacağım paha biçilemez birçok ders aldım. O, hem kalbimizde hem de zihinlerimizde sonsuza dek yaşayacak” dedi. Hicazi, Humeyni ile aynı mezarlığa defnedildi.